Red Bull’un, Sadece Çöpe Boş Red Bull Kutuları Atarak Yaptığı Basit Hamle Onu Nasıl Dünyanın Lider Enerji İçeceği Markasına Dönüştürdü?

Markaların yaptığı pazarlama kampanyaları genellikle devasa bütçelere sahip olsa da Red Bull gibi bu işi kurnazca ele alan bazı markalar çok düşük bütçelerle de oldukça büyük etkiler yakalayabiliyor.

İşte Red Bull’un 90’lı yıllarda yaptığı kampanya da milyonlar harcamadan büyük bir başarı yakalamanın mümkün olduğunu kanıtlar nitelikte.

Her şey Red Bull’un enerji içeceği piyasasına adım atmaya karar vermesi ile başlıyor.

Red Bull, 1987’de piyasaya ilk kez giriş yaptığında gazlı içecek pazarı Coca-Cola ve Pepsi gibi devlerin elindeydi.

Dolayısı ile, Red Bull bu devlerin alanına girmek yerine daha cesur bir adım atarak kendi pazarını yarattı ve enerji içeceği üzerine yoğunlaşmaya karar verdi.

Ancak bu karar bazı zorlukları beraberinde getiriyordu.

İlk olarak, tüketiciler için enerji içeceği oldukça yeni bir üründü ve dolayısı ile hiç bilmedikleri bir ürüne karşı temkinli olabilirlerdi.

İkinci zorluksa, insanların zaten mevcut içecek seçeneklerinden memnun olmasıydı.

Bu iki durum Red Bull’un enerji içeceklerinin pazarlanmasını ve de tüketiciler tarafından benimsenmesinin önünde birer engeldi.

İşte tam bu noktada, Red Bull’un pazarlama ekibi yaratıcı bir çözümle ortaya çıktı Bu boş kutu kampanyasıydı!

Red Bull ekibi kollarını sıvadı ve Londra’nın dört bir yanındaki çöp kutularına boş Red Bull kutuları yerleştirildi.

Çöp kutularına ek olarak, gece kulüplerin önüne boş kutular bıraktılar ve DJ’lere ücretsiz enerji içecekleri dağıttılar.

Etikliği tartışılsa da buradaki amaç, insanların her yerde bu içeceği görmelerini sağlamak ve Red Bull’un piyasadaki en popüler içecek olduğu izlenimini vermekti.

Red Bull’un bu basit kampanyasının arkasında yatan güç insanların sosyal kanıta oldukça duyarlı olmasıydı.

İnsanların başkalarının yaptığı şeyleri takip etme eğiliminde olduklarını, başka bir deyişle sosyal kanıtlara duyarlı olduğunu Red Bull’un pazarlama ekibi de fark etmişti.

Dolayısı ile yaptıkları kampanya, insanların çöp kutularında ve kulüplerin etrafında Red Bull kutularını görüp, herkesin bu içeceği içtiğini düşünmelerini sağladı.

Bu durum, insanların sürekli karşılarına çıkan ve birçok kişi tarafından tüketildiğini düşündükleri içeceğe karşı meraklarını ve dolayısıyla markaya olan ilgiyi arttırdı.

Bu kampanya, markanın popülerleşmesini sağladı ve Red Bull kısa sürede enerji içeceği piyasasındaki lider hâline geldi.

Bugün Red Bull, dünya genelinde %43’lük bir pazar payına sahip ve bu başarı, onların basit ama etkili stratejileri sayesinde mümkün oldu.

Kaynak: Medium, Deviate Labs

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir